Kendinden şüphe Etmek

Video: Kendinden şüphe Etmek

Video: Kendinden şüphe Etmek
Video: ASLA KENDİNDEN ŞÜPHE ETME ! ►Motivasyon Videosu 2024, Nisan
Kendinden şüphe Etmek
Kendinden şüphe Etmek
Anonim

Kendinizi sürekli güvensiz mi hissediyorsunuz? Verdiğin her karardan şüphe mi ediyorsun? Duygularınız hakkında konuşmaktan, ne istediğinizi sormaktan mı korkuyorsunuz? Yeni tanıdıklar edinmek sizin için zor mu? Bir güvensizlik duygusu sizi sürekli rahatsız ediyor ve hayatınızı zehirliyor mu? Her şeyden korkmaktan bıktınız mı ve istikrar ve içsel özgürlük bulmak mı istiyorsunuz? Ardından size grup psikanalizi ve bireysel psikanalitik psikoterapi gösterilir

Kendinden şüphe duymak nedir?

Kendinden şüphe duyma, korku, endişe, takıntılı şüpheler, beceriksizlik ve kötü hissetmenin karmaşık bir duygusal halidir. Kural olarak, kendinden şüphe duyan insanlar bu durumu çok dayanılmaz olarak tanımlar. Kendinden şüphe duyma, kişiyi planlarından vazgeçmeye ve kendi fikirlerini uygulamaya zorladığı, yeni tanıdıkları engellediği ve halihazırda var olan iletişimi zorlaştırdığı zaman bir sorun haline gelir. Genellikle, kendinden şüphe duyan insanlar, takıntılı düşüncelere ve sürekli şüphelere sahip olma eğilimindedir.

Öte yandan, kendinden şüphe duymak kişiyi daha temkinli yapar, yaklaşan zorlukları gerçekçi bir şekilde değerlendirmeye, bunları aşmanın yollarını bulmaya ve daha dikkatli düşünmeye yardımcı olur.

Kendinden şüphe duymanın, olduğu gibi reddedildiği, gösterişli bravado, aşırı cesaretle kaplandığı, düşüncesiz eylemlere ve üzücü sonuçlara yol açtığı durumlarda durum daha karmaşıktır. Bu davranış biçimi, acı veren kendinden şüphe duyma duygularına, zayıflık ve kırılganlık duygularına karşı bir savunmadır. Bu savunmacı davranışa patolojik narsisizm denir. Bu durumda, acı verici kendinden şüphe deneyimleri, riskli dürtüsel eylemlere (yanıtlar) dönüşebilir veya gösterişli kendine hayranlık, diğer insanları sürekli olarak değerlendirme ihtiyacı, olumlu veya olumsuz bir tepki örtüsü altında saklanabilir. Bu tip insanlar için en acı verici şey, panik atak veya fobi gibi semptomlara yol açabilen kayıtsızlık ve kayıtsızlıktır.

Güvensizliğin nedenleri: Kendinden şüphe duymanın arkasında ne var?

Kendinden şüphe duymanın nasıl oluştuğuna bir göz atalım. Tabii ki, kendinden şüphe duymanın kökleri, benlik saygısının oluşumu ile birlikte erken çocukluk döneminde oluşur. Kural olarak, güvensizlik oluşumunun ana nedenleri, çocuklukta duygusal kabul ve duygusal destek (onay) eksikliğidir. Bu, insan ruhunda koruyucu ve destekleyici nesnelerin eksikliğine yol açar. Ve bildiğiniz gibi, bir bireyin zihinsel ve psikolojik sağlığı için ebeveyn figürlerinin (anne ve baba) olumlu (koruyucu ve destekleyici) bir imajı gereklidir. Ayrıca, kendinden şüphe duymanın oluşmasında önemli bir faktör, çocuğun saldırganlığının ebeveynler tarafından reddedilmesidir. Bu durumda, ruh, agresif (güçlü ve kendinden emin) ebeveynlerin ona ihtiyaç duymadığını ve bilinçsiz beklentilerine uyum sağlayarak daha pasif ve güvensiz hale geldiğini okur. Güvensizlikten mustarip danışanların psikanalitik psikoterapisinde, acı verici deneyimlerin telafisi olarak kendini reddetme, mahcubiyet, utanç, utangaçlık ve bilinçsizce kendi dışlayıcılığımız hissini gözlemleyebiliriz.

Grup psikanalizi ve bireysel psikanalitik psikoterapi kendinden şüphe duymaya nasıl yardımcı olabilir?

Hem grup hem de bireysel psikanalitik psikoterapinin ana görevi, ebeveyn figürlerinin olumlu bir imajını restore etmektir. Bir psikanalitik psikologla hem grup içinde hem de bireysel olarak çalışma sürecinde, danışan tüm acı deneyimlerini getirebileceği bir alan oluşturur.

Bu alanda, şimdiki davranış modellerimizi bilinçsizce belirleyen çocukluğun acı verici deneyimleri yükselir ve işlenme (yeniden yaşama, yeniden düşünülme, fazla tahmin edilme) fırsatını yakalar. Zamanla, bu alan müşterinin içine girer ve iç sorunları çözmek için yeterli kaynakların ve koruyucu nesnelerin bulunduğu iç alanı haline gelir.

Psikanaliz ve psikanalitik psikoterapi, danışan için sorunları çözmez, yalnızca o alanı, danışanın sorunlarını bağımsız olarak çözebileceği koşulları yaratır. Bu, danışanı daha olgun, özgür, bağımsız ve kendine güvenen yapar.

Önerilen: