Yıkıcı Bir Ilişkiden çıkmak Istiyorum

İçindekiler:

Video: Yıkıcı Bir Ilişkiden çıkmak Istiyorum

Video: Yıkıcı Bir Ilişkiden çıkmak Istiyorum
Video: Kötü giden, zehirli ve zararlı ilişkileri bitirememek 2024, Mayıs
Yıkıcı Bir Ilişkiden çıkmak Istiyorum
Yıkıcı Bir Ilişkiden çıkmak Istiyorum
Anonim

Yıkıcı bir ilişkiden çıkmak istiyorsun ama yapamıyorsun! Böyle bir işkenceye aşina mısınız? Eğer öyleyse, o zaman değişim yolundasınız. Burada bir şeyi açıklığa kavuşturacağım, ilişki ile sadece bir erkek ve bir kadın arasındaki ilişkiyi kastetmiyorum. Ayrıca ebeveynler, arkadaşlar ve iş ile olan ilişkileri de içerir. Bu ilişkilerde kendinizi kötü hissediyorsanız, sizi mahvederler, zayıflatırlar ve size göründüğü gibi mutsuzlar, o zaman karşılıklı bağımlı bir ilişki içindesiniz. Hem bağımlının kutbunda hem de bağımlının kutbunda olabilirsiniz, fark etmez, sonuç aynıdır - ıstırap

Bugün dikkatinizi, kendilerini gerçekten yorarlarsa ve bizi öldürürlerse ilişkiden çıkmanıza izin vermeyen çok önemli bir faktöre çekmek istiyorum. Ve mutlu bir insan ol. Bu faktör kaygıdır. Hem dışsal hem de içsel özgürlüğe doğru bir adım atma ihtiyacının üstesinden gelen kaygıdır. Kaygı, birlikte çalışması en zor şeydir.

Nedenini açıklayayım. Korku ve kaygı, tehlikenin ortaya çıkmasına yeterli bir tepkidir. Ama aralarında farklılıklar var. Korku her zaman gerçek, sağlam temelli bir tehdide tepkidir. Anksiyete, açık olmayan, öznel bir tehdide bir tepkidir. Bununla başa çıkmak daha zordur.

Evet, elbette, bir kadın tatmin edici olmayan bir ilişkiden ayrılmaya karar verirse, nesnel koşulların yarattığı korku olabilir. Örneğin, parası ve konutu yok. Çocuklarla dışarı çıkamıyor. Dikkate alınması ve ele alınması gereken bir gerçektir. Bu nedenle, bir sonraki adım bu sorunu çözmektir.

Ancak ebeveynleriyle birlikte yaşayan, periyodik olarak onlardan nefret eden, ancak dışarı çıkamayan yetişkin çocuklar. Ya da, yok eden, baskıyı artıran, histerik ve depresyona neden olan, ancak kesintiye uğramayan ebeveynlerle uzaktan ilişkiler. Bu ilişkiler, bu suçluluğun üstesinden gelme fırsatı vermeyen kaygıya dayalı suçluluk ve kırgınlık üzerine kuruludur. Ayrıca, memnuniyet getirmeyen, ancak değişmeyen işler, çünkü bir yandan kaygı risk alma fırsatı vermez, diğer yandan da yaptığınız işe konsantre olmak ve zevk almak için fırsat vermez.

Bu nedenle kaygı, birçok kişi tarafından günlük işlerimizde ve ilişkilerimizde önde gelen olarak fark edilmeyen nevroz ve bağımlılık faktörüdür. Korkuyla karıştırılan, bastırılan, rasyonelleştirilen, yıkanan, ele geçirilen faktör, içsel yasakların ve tutumların arkasındadır. Kaygı, yeteneklerimize, eğitimimize, enerjimize ve gelişme seviyemize göre hayatı dolu dolu yaşamaktan bizi alıkoyar.

Yaşam karşısında çaresizlik ve güçsüzlük üreten odur. Kaygı çağımızın belasıdır. Kaygı nevrozun merkezidir.

Değişim, sorun adlandırıldığında başlar. Adı kaygı. Diğer yol, onunla yüz yüze görüşmedir. Kendinize 3 soru sorarak kaygı farkındalığınızı başlatın:

1) Endişeli hissediyorum, bana tehlikeyi anlatıyor: Risk altında olan nedir?

2) Bu tehdidin kaynağı nedir? Dışarıdan mı yoksa içeriden bir tehdit mi?

3) Bir tehdit karşısında çaresizliğimi ne açıklar?

Kaygınızı sistematik olarak inceleyerek, sorunlarınızın kökenini daha iyi anlamaya başlayacaksınız. Bu daha fazla iç ve dış özgürlük ve yaşam doyumu getirecektir. Şiddetli anksiyete durumunda bir uzmanla çalışmanızı tavsiye ederim.

Önerilen: